20 Aralık 2008 Cumartesi

Armağan Çağlayan Roman’lardan Korkuyor mu Yoksa?

Popstar ve Popstar-Alaturka şarkı yarışmalarının sivri dilli üyesi Armağan Çağlayan’ ın, geçen son yarışmanın finalistlerinden Mehtap’la birlikte sunduğu, Show TV’ deki Roman-Star adlı programın ilk bölümü geçen Pazar akşamı yayımlandı.

Jüri üyeliğini Adnan Şenses, Selami Şahin ve sevgili Kibariye’ nin yaptığı yarışma programı Rumeli Hisarında icra ediliyor.

Yarışmanın konsepti Roman müziği olduğu ve ve bu nedenle star adaylarının tümü Roman kökenli oldukları için, doğal olarak, tribünlerdeki seyircilerin büyük çoğunluğu da yine Roman kökenli vatandaşlardan oluşuyor.

Ben, yapımcığını……………’ ın üstlendiği programın bu ilk bölümünü televizyondan izleyebildim. Yalnız, izlerken bir husus dikkatimi çekti. Şöyle ki;

Sevgili Armağan’ ın, büyük çoğunluğu Roman olan tribünlerdeki izleyicilerin arasına ara sıra karıştığında, “izmandut” gibi korumaların, kendisini adeta bir gölge gibi takip ederek O’ nu “tehlike”den korumaya gayret sarf ettiklerini gördüm. Bilmem siz de fark ettiniz mi?

Halbuki, yine bizzat Çağlayan’ ın katıldığı fakat seyircilerin çoğunlukla Romanlar’dan değil de diğer sıradan yurttaşlardan oluştuğu benzer programlarda buna benzer sözde “koruma” sahnelerine hiç rastlamadım ben. Demek ki buradaki farklı görüntü, tribünlerdeki seyircilerin çoğunlukla Roman’lardan meydana geliyor olmasından kaynaklanıyor.

Bu arada sevgili Armağan beni yanlış anlamasın. Beni tanıyanlar bilirler; kendisini severim ben. Sivri dili ve sözünü sakınmaz tavırları nedeniyle başkanlarınca yoğun şekilde eleştirilmesine rağmen, gösteri dünyasındaki keskin zekasını her zaman takdir etmişimdir.

Ama, sunuculuğunu yaptığı Roman-Star yarışmasında verdiği bu son görüntü beni cidden üzdü ve şu düşünceye sevk etti.

Bağışlayın ama, Roman vatandaşlarımıza sürekli olarak tehlikeli-vahşi “maymun” muamelesi yapılmasını anlayamıyorum.

Canımız isteyince kendilerini sahnelere çıkarıp oynatıp göbek attırmayı ve insanın kanını kaynatan o güzelim müzikleri eşliğinde şişeler devirmeyi biliyoruz. Ama, sıra onları da herkes gibi birinci sınıf vatandaş yerine koyup ona karşı davranmaya geldiği vakit kendilerine burun kıvırıyoruz.

Toplum olarak bir eksiğimizdir bu ne yazık ki!

Romanları uygarlığın nimetlerinden ve birinci sınıf vatandaşlığın kazanımlarından uzak; yoksulluk ve sefalet içinde yaşamaya mahkum eden geleneksel hayat biçimlerini geliştirmeleri için doğru dürüst projeler üretmiyoruz.

Yaşadıkları mahalleler şehirlerimizin en yaşanmaz muhitleri olageldiği halde, insana yaraşır yaşam alanlarının inşa edilerek kendilerine uygun çağdaş ve etkin kentsel dönüşüm projeleri üreteceğimiz yerde, içinde bulundukları gerçekleri görmemek için mahallelerinden asla geçmeyiz.

Roman kültürünü ve bu kültürün sahibi olan Romanların hayat seviyelerini yükseltecek şekilde; uygarlığın gerekleriyle yoğurup geliştireceğimiz yerde, bugüne kadar hep bu vatandaşlarımızı ne yazık ki hep potansiyel suçlu olarak gördük ve kendilerinden uzak durmaya özen gösterdik.

Sorun, toplum olarak hepimizin sorunu aslında…

Bu nedenle, değerli Armağan’ ı bu konuda çok fazla itham etmek de bu anlamda biraz insafsızlık olur diye düşünüyorum.

Çünkü, Romanlar’ a karşı olan bu olumsuz tavır, ne yazık ki, Roman kökenli olmayan neredeyse herkeste var.

Ama yine de Sayın Çağlayan’ ın endişe etmesine gerek yok.

Korkmasın yani.

Roman gençlerinin, en azından, aralarında arada sırada dolaşacağı birkaç saatlik canlı yarışma programı boyunca kendisini “rahatsız” etmeyeceklerinden emin olabilir.

İri yarı korumaları, herhangi bir arbede yaşanmasın diye izleyicilerin arasında dolaştırmaları hadi diyelim ki bir yere kadar anlayışla karşılanabilir.

Fakat, bu korumaların, kameralar tarafından saniye saniye zumlanarak izlenen sunucu Armağan’ ı birer gölge gibi izlemeleri de hayli fazla kaçıyor.

Hiç yorum yok: